Kitap Bilgisi

Güncel Kitap Bilgileri Kitap Sitesi

soguk-ter’den-seytani-planlara-bir-yazar-ikilisi

Soğuk Ter’den Şeytanî planlara bir yazar ikilisi


Polisiye ve gerilim türünde yazar ikilileri yani iki yazarın
kaleminden çıkmış romanlara sık rastlanır. İki yazar tek bir takma ad altında
birleşebileceği gibi kendi adlarıyla ya da yine takma adlarla da eserler kaleme
alırlar. Boileau-Narcejac böyle bir ikili. Pierre Boileau ve Pierre Ayraud, Thomas
Narcejac takma adıyla biraraya gelmiş.

İkisinin de ayrı ayrı yazarlık kariyerleri var. 1906 doğumlu
Pierre Louis Boileau çocukluğundan beri polisiye edebiyata tutkunmuş. Zor
vakalarda uzmanlaşmış André Brunel adlı kahramanı yaratmış. Edebiyat ödülleri
kazanmış. İkinci Dünya Savaşı’nın başlaması ile hayatı değişmiş.

Pierre Ayraud 1908 doğumlu. Gençliğinde balık tutmaya
gittiği St. Thomas ve Narcejac’dan esinlenerek kendisine yazar adı olarak “Thomas
Narcejac”ı seçmiş. Felsefe ve edebiyat öğretmeniymiş. Yazarlık serüveni
sırasında da bu işi bırakmamış, emekliliği gelene kadar öğretmenlik yapmış.
Polisiyeler yazmış. Pierre Ayraud’dan önce başka bir ikilide Serge Arcouët’le
birlikte Terry Steward adlı bir kahraman yaratıp Amerikan polisiyelerini taklit
etmişler.

Boileau, Pierre Ayraud’nun dikkatini 1947’de yayınlanan
“Polisiyenin estetiği” adlı denemesi ile çekmiş. Yazışmaya başlamışlar. Narcejac’ın
bir romanının ödül yemeğinde tanıştıktan iki yıl sonra birlikte yazmaya başlamışlar.
Polisiye romanların klasik olay örgüsünü değiştirecek farklı bir şeyler yazmaya
karar vermişler.

Boileau olay örgüsünü yazarken, Narcejac ise atmosfer ve
karakterler üzerinde çalışıyormuş. İyi ve verimli bir iş birliği olmuş.
Birlikte 43 roman, 100 kısa öykü ve 4 oyun yazmışlar. Bunların en ünlüsü,
kuşkusuz Alfred Hitchcock’un 1958’de sinemaya uyarladığı Vertigo. Bu iş birliği
Boileau’nun 1989’da vefat etmesine kadar başarıyla sürmüş. İkilinin eserleri
birçok dile çevrilmiş ve önemli ödüller kazanmışlar.

Boileau-Narcejac’ın romanları 70’li yıllarda Türkçede de
yayınlanmıştı. Dişi Kurtlar,  Kafakol
Bankası, Büyü, Mühendis Sayıları Seviyordu gibi kitapları anımsamak mümkün.
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları Modern Klasikler dizisinde Boileau-Narcejac’ın
iki eserini “Soğuk Ter” ve “Şeytanî” adlarıyla, yeni çevirilerle yayınladı.

Usta çevirmen Alev Özgüner’in Türkçeye yeniden kazandırdığı
Soğuk Ter’i “Vertigo” adıyla biliyoruz. “Filmini seyrettim romanını okumaya
gerek yok” diyemeyeceğiniz bir psikolojik gerilim romanı “Soğuk Ter” ve başta
mekanlar olmak üzere Hitchcock’un Vertigo’sundan da farklı. Roman arka
kapağında “Saplantı, manipülasyon, tamahkârlık ve ahlaki çürümüşlük üzerine
yazılmış bu zamansız hikâye, gizemli olay örgüsü ve sarsıcı finaliyle dikkat
çeker” diye tanıtılmış. Katılmamak elde değil. Ama “zamansızlık” vurgusu üzerinde
durmak gerek. “Soğuk Ter”,  İkinci Dünya Savaşı sırasında ve sonrasında
Paris’te ve Marsilya’da geçiyor. Almanların Fransa’yı işgali endişeyle
beklenirken eski polis, yeni Avukat Flavières, zengin iş adamı ve eski arkadaşı
Gévigne’nin isteğiyle, karısını izlemeye başlıyor. Sanıyorum zamansızlıktan
kasıt romanın her zaman ve ortamda yaşanabilecek bir olayı işlemesi. Romanın ve
filminin mekân farklılıkları da bu savın doğruluğunun kanıtı sayılabilir. Hitchcock’un Vertigo’su
San Francisco’da geçiyor, romanın mekanları ise Paris ve Marsilya.

“Spolier verme!” uyarısıyla hakkında yazdığımız romanların
konusundan söz etmemiz istenmiyor ama arka kapağa yazdıkları için benim de
alıntılamam da sakınca yok sanırım. Gévigne’nin karısı “Madeleine, zaman zaman
adeta transa geçerek tamamen içine kapanmaktadır. Madeleine’in aynı gizemli
hastalıktan mustarip büyük ninesi Pauline Lagerlac’ın intihar etmiş olması
Gévigne’i daha da endişelendirmektedir.” Gévigne, Flavières’den her gün
karısını izlemesini ve neler yaptığını rapor etmesini ister. Bu takip zamanla Flavières
ile Madeleine’in tanışıp yakınlaşmasına, aralarında bir aşk doğmasına neden
olur. Flavières’in yükseklik korkusu yani vertigosu vardır ve bu hastalık
olayların beklenmedik şekilde gelişmesinde anahtar görevi görür. Almanların
Paris’e girmesi ile de olaylar bambaşka bir boyut alır. 

Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları’nın yeniden çevirtip
yayınladığı ikinci Boileau-Narcejac romanı yine sinemaya uyarlanmış ünlü bir
eser. 1952’de yayınlanan roman, 1955’te Henri-Georges Clouzot tarafından
sinemaya uyarlamış. Usta çevirmen Işıl Özgüner’in çevirisi ile okuduğumuz
Şeytanî’nin konusu arka kapakta şöyle yazıyor; “Satış temsilcisi Fernand,
doktor sevgilisi Lucienne’le birlikte hayat sigortasından alacakları parayla
evlenip güney Fransa’daki Antibes’e yerleşmek için karısı Mireille’den
kurtulmaya karar verir. İkili, kurbanın kaza sonucu boğularak öldüğü izlenimini
verecek bir plan yaparlar. Plan başarıyla uygulansa da bir noktadan sonra işler
ters gitmeye başlar.”

İki romanı da soluk soluğa okudum. Boileau-Narcejac ikilisi
konularını ince ince işlerken psikolojik gerilimi artırıyor. İki romanda da
erkek başkahramanların yani kurbanların bakış açılarından olayları
geliştiriyorlar ve ustaca onların ruh hallerini yansıtıyorlar. Onların
çaresizlikleri, suçluluk duyguları, olayları çözümlemeye yetmeyen bakış açıları
ile romanlar diğer polisiyelerden ayrılıyor.
 Sayfalar ilerledikçe olaylar fantastik,
doğaüstü haller alsa da her şey gerçekçi bir bakış açısıyla açıklanabilecek
şekilde sonuçlanıyor. Şüphe ve korku artıyor. Kahramanın bu zor durumdan nasıl
kurtulacağını, içinden çıkılmaz hale gelen olayların nasıl çözümleneceğini
merak ediyorsunuz. Polisiyede “Fransız tarzının” oluşmasını sağlayan,
Simenon’un polisiyelerini anımsatan başarılı kurgular bunlar. Umarım Türkiye İş
Bankası Kültür Yayınları ikilinin diğer eserlerini de yayınlar. (04.08.2024)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir